Almanya’da ‘Mocro Mafya’ alarmı
Almanya’nın Hollanda ile uzun bir kara sınırı var ve bu kara sınırının Almanya tarafında kalan Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde son haftalarda, çoğu Köln kentinde olmak üzere ardı ardına patlayıcılarla saldırı, otomatik silahla tarama veya rehin alma olayları yaşanıyor.
DW’den Elmas Topcu ve Ben Knight’ın haberine göre, son olarak pazar günü sabaha karşı Bonn’a bağlı Wachtberg-Adendorf’ta müstakil bir evin girişine yerleştirilen patlayıcı infilak etti. Kısa süre içinde ikinci kez saldırıya uğrayan evin kapısına ikamet eden ailenin oğlunun adı ile birlikte ‘hırsız’ yazıldı.
Cumartesi günü de yine sabah saatlerinde Köln’ün Riehl semtinde giriş katında dükkanların, üst katlarında konutların bulunduğu bir binada lüks saatler sattığı söylenen bir dükkan otomatik silahla tarandı. Olay yerinde yapılan incelemelerde yaklaşık 30 kurşunun isabet ettiği tespit edildi. Ticari sicil verilerini toplayan North Data’ya göre internet üzerinden lüks saat ilanları veren şirketin Almanya ve Avrupa’da kaydı bulunmuyor. İnternet sitesinde şirket sahibi olarak görülen Davut Y.’nin de ticari sicil kaydı yok. Çevre sakinleri, dükkanın yıllardır gündüzleri kapalı, zaman zaman geceleri açık olduğunu anlatıyor.
Köln’de geçen hafta da eğlence yerlerinin bulunduğu bölgede iki iş yerine patlayıcı ile saldırı düzenlendi. Bunlardan biri resmi kayıtlara göre Türk bir işletmecinin bir İranlı’ya devrettiği ancak hâlâ Türk ortağının bulunduğu iddia edilen bir mekan. Saldırıya uğrayan diğer dükkan ise ünlü bir tekstil şirketinin şubesi.
Bu arada Köln’de geçen hafta kundaklanan bir otomobilin söndürülürken aracın altında pimi çekilmiş el bombası bulundu. Köln’de haziran sonunda da Türkiye kökenlilere ait restoran, kuyumcu, berber, beyaz eşya ve baklavacı gibi dükkanların çoğunlukta olduğu Keup Caddesi’nde benzer iki patlama meydana gelmişti.
‘MAFYA GRUPLARI ARASINDA KAPANMAMIŞ HESAP’
Art arda yaşanan bu olayların ardından geçen perşembe basın mensuplarının karşısına çıkan Köln Emniyet Müdürlüğü Kriminal Suçlar Dairesi Başkanı Michael Esser, Köln ve çevresindeki olayların organize suç çeteleri arasında ‘kapanmamış bir hesaba’ dayandığını tahmin ettiklerini ve bunlar arasındaki çatışmaların ucunun Hollanda’ya uzandığını söyledi.
Emniyet, Hollandalı gruba ait 700 kilogramlık esrarın Almanya’ya sevkiyatı sırasında 300 kilogramının ortadan kaybolmasının son aylarda yaşanan şiddete yol açmış olabileceği üzerinde duruyor.
Almanya’da son aylarda meydana gelen bu olayların arkasında Hollanda merkezli ‘Mocro Mafya’ olarak anılan bir grup olduğu tahmin ediliyor. Grup, kurulduğu dönemde Faslıların ağırlıkta olması nedeniyle bu isimle anılıyor.
Köln’de geçen hafta iki saldırının düzenlediği bölgede çok sayıda diskotek ve içkili mekan bulunuyor. Bu bölgedeki mekanların kapısındaki korumaların yıllardır ‘Hells Angels’ adlı çetenin İzmir’de ikamet eden ‘Neco’ lakaplı lideri Necati Arabacı tarafından kontrol edildiği iddia ediliyor.
Köln emniyeti, kentteki son şiddet olaylarının ‘Hells Angels’ gibi çeteleşen ‘rockçı’ motosiklet kulüpleri ile bağlantısının da araştırıldığını duyurdu.
DW Türkçe, Köln emniyetine ve soruşturmayı yürüten savcılığa son şiddet olaylarının şüphelileri veya mağdurları arasında Türkler veya Türkiye kökenliler ve Türkiye bağlantısı olup olmadığını sordu. Emniyet, soruşturmanın sürdüğü gerekçesiyle bilgi vermedi ancak Köln Savcılığı Sözcüsü Başsavcı Ulrich Bremer, sadece Köln’de yürütülen 30 soruşturma kapsamında 20 zanlı hakkında incelemenin sürdüğünü, zanlılar arasında bir Türk vatandaşı da bulunduğunu kaydetti. Meydana gelen şiddet olayları mağdurları arasında da iki Türk vatandaşı olduğunu aktardı. Bremen, sadece Köln’de patlayıcılarla 12 saldırı düzenlendiğini de belirtti.
TELEGRAM’DAN KİRALIK SALDIRGAN TUTULUYOR
Köln Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Dairesi, ayrca söz konusu mafya grubunun (Mocro Mafya) Telegram üzerinden Almanya’daki saldırıları düzenlemesi için adamlar tuttuğunu ve bu kişilerin kısa süreliğine gelip saldırıları düzenleyip hızla geri döndüğünü kaydediyor.
Haziran ayı sonunda Solingen kentinde bir berber, bahis bürosu ve spor stüdyosu yakınlarında Hollanda ikametli 17 yaşındaki bir gencin elindeki patlayıcı bulunan şişenin düşerek infilak etmesi sonucu dört kişi yaralanmış, Hollandalı zanlı aldığı yaralar sonucu hastanede yaşamını yitirmişti. Emniyet birimleri, bu olayın da diğerleriyle bağlantısı olduğundan yola çıkıyor.
Hollanda’da uzun süredir etkili olan, başlangıçta Faslılar ile Hollandalıların ağırlıkta olduğu, son yıllarda ise pek çok etnik kökenden kişinin üyesi olduğu Mocro Mafya, Avrupa’da faaliyet yürüten pek çok organize suç örgütünden biri. Avrupa polis teşkilatı Europol’ün verilerine göre Avrupa’da 25 binden fazla üyeye sahip 821 organize suç çetesi mevcut.
ESRARIN KISMİ YASALLAŞMASI MAFYA İÇİNDEKİ ÇEKİŞMEYİ TETİKLEDİ
Almanya Kriminal Polisler Birliği Yöneticisi Dirk Peglow da Mocro Mafya’nın 1990’lardan itibaren Hollanda’ya esrar soktuğunu, daha sonra kokain kaçakçılığı işine de girdiğini aktardı. DW’ye konuşan Peglow, “Burada söz konusu olan suç örgütü, yapılarını oturtmuş bir grup ve uzun süredir de sadece Faslılardan oluşmuyor” dedi.
Uzmanlar, son aylarda Hollandalı grupların Almanya’daki faaliyetindeki artışın nedenlerinden birinin de Almanya’da 1 Nisan itibarı ile kısmen serbest bırakılan esrar kullanımı olduğu görüşünde. Esrarın bireysel kullanımı belli ölçülerde serbest bırakılırken, üretimi ve ticaretindeki yasakların sürmesinin Almanya’da arz ile talep arasındaki makası açtığı, Hollandalı mafya gruplarının da bu fırsattan faydalanarak Almanya’ya esrar ticaretini artırmaya giriştiği tahmin ediliyor.
Sosyal medyadaki görseller ve medya organlarında yer alan haberlere göre Mocro Mafya, Almanya’daki organize suç çetelerinden çok daha fazla şiddet eğilimli. Friedrich-Alexander Üniversitesi Avrupa’da İslam ve Hukuk Araştırma Bölümü uzmanlarından siyaset bilimci ve kriminolog Mahmoud Jaraba da “Söz konusu grupların tamamında şiddet eğilimi yüksek, ancak bu grupta şiddet kullanmaya eğilim çok daha yüksek” diye konuşuyor.
PETER DE VRİES CİNAYETİ
Jaraba’ya göre Almanya’da büyük ailelerden oluşan ve ‘klan çeteleri’ diye nitelen gruplar ile bahsi geçen Hollandalı mafya, yapısal olarak ve faaliyetler konusunda benzerlikler gösteriyor, “Çete liderleri belli ailelerden gelse de sadece aile üyelerinden ibaret kapalı gruplar da değiller” diyor.
Hollandalı ünlü kriminolog Cyrille Fijnaut’in araştırmalarına göre söz konusu mafya her yıl 10-20 kişiyi öldürüyor.
Bu grupların hanesine yazılan cinayetlerden en bilineni Temmuz 2021’de öldürülen Hollandalı araştırmacı gazeteci Peter de Vries’in öldürülmesi. Hollanda’daki organize suç çeteleri hakkında araştırmacı haber dosyaları hazırlayan de Vries, katıldığı bir televizyon programı sonrasında Amsterdam’da sokakta başından vurulmuştu.
De Vries’i, dava itirafçısının kardeşi ve bir savcıyı öldürmekle de suçlanan Fas kökenli çete lideri Ridouan Taghi ve davadaki diğer üç ana sanık müebbet hapis cezalarına çarptırıldı.
Almanya Kriminal Polisler Birliği’nden Peglow, Hollanda’daki mahkumiyet kararlarına rağmen söz konusu grupların büyümeye devam ettiğini ve Almanya’ya genişlemeye çalıştıklarına dikkat çekti. “Kuzey Ren-Vestfalya’da gördüğümüz gibi bu gruplar Almanya’da da faaliyette, üstelik masum kişilerin ölümünü bile göze alarak” diye mevcut şiddet potansiyelinin tehlikesine işaret etti..
Son haftalarda yaşanan şiddet her ne kadar Hollandalı gruplarla Almanya’daki organize suç çeteleri arasında sevkiyat bağlantılı gerilime işaret etse de bu aynı zamanda Almanya’daki gruplar ile Hollanda mafyası arasındaki işbirliğinin de yeniden gözler önüne serilmesi olarak yorumlanıyor. Uzmanlara göre Almanya’daki çeteler Hollandalı mafya grupların esrar ve kokain sevkiyatını Almanya’ya sokuyorlar. Almanya’daki çeteler ile tam olarak hangi yapılanmaların kastedildiği konusunda ise emniyet detay vermeye yanaşmıyor.
(ALINTI)